Köpek Eğitiminde Doğru Seçim Yapmak

Köpek eğitimi konusunda en büyük sorunlardan biri, insanların geçmişte bu konuyla ilgili öğrendikleri artık çağdışı kalmış fikirler, kendi deneyimledikleri eskiden kalma tecrübeler ya da sohbet esnasında çevreden öğrenilen yanlış bilgilerdir. Köpek eğitimi kavram olarak ilk kez insan hayatına girdiğinde, henüz köpek sahibinin eğitime birebir katılımının ne kadar önemli olduğu, köpeğin bilimsel bir altyapıya dayanan öğrenme sistemi, hayvan dostu bir metot kullanma kaygısı gibi bugün artık ön planda tutulan unsurlar henüz bilinmiyordu. İnsanların tek bildiği ve aynı zamanda tek seçeneği, “zamanı gelince bir çiftliğe göndermek ve eğitim aldırmak” idi. Oysa değişen ve gelişen her şey ile birlikte elbette bu da evrim geçirdi. Şimdi bu yeni, çağdaş ve hayvan dostu bilgiler ışığında, siz “köpeğinizin sizden uzakta eğitilmesi” konusunda geri dönüşü olmayan yanlış bir karar vermeden önce ufak birkaç bilgi paylaşmak istiyorum; belki fikrinizin zamanında değişmesine bir faydası olur…

“Bir Daha Düşünün” Mesajı

Meslekte artık 20’li yıllarım olduğu için, zaman içinde köpeklere ve ailelerine yardımcı olmak için kendimce bazı pratik yöntemler geliştirdim. Örneğin artık bize ulaşıp “köpeğimi eğitime yollamak istiyorum” diye cümleye başlayanlara “biz o sistemle eğitim yapmıyoruz” deyip kesip atmak yerine, en azından “bir an düşünüp” sonra karar vermelerini sağlamak için, bu kararlarının getirebileceği neticeleri kısacık mesajlar halinde gönderiyorum. Ve emin olun bunu “müşteri kazanmak için” yapmıyorum. O mesajların tek amacı mümkünse bir köpeği çekebileceği eziyetten kurtarmak… Üstelik hemen netice alamadığım durumlarda bile bu mesajların ikincil bir etkisi daha mümkün: o anda hemen ikna olmayanlar bile, yanlış karar verip o mesajlarda anlatılanları bir bir deneyimleyince, en azından ikinci bir alternatif daha olduğunu bilip köpekten hemen vazgeçmek yerine bozdukları şeyi düzeltmemiz için bize imdat diyebiliyorlar. Bu, bir köpeğe en baştan “zamanında ve doğru metotla” eğitim vermek kadar ideal ve istenen bir netice olmasa da, yine de en azından çare yok zannedilip sokağa ya da barınağa terk edilebilecek, defalarca sahip değiştirecek köpeklerin ilk evlerinde o sahipleri ile kalmalarına yardım etmemiz için bir ihtimal oluyor.

Karar da Sizin, Sorumluluk da…

Öncelikle söylemek istiyorum; bir köpeğin sorumluluğunu üstlenmiş yetişkin bir birey olarak tabii ki neticede tercih hakkı yine sizin… Benim burada yapmaya çalıştığım, karar verirken alternatifler arasındaki farkı gerçekten bildiğinize emin olmak. Size sunulan “köpek eğitim çiftliği” seçeneğinin tek yol olmadığını, bunu kabul etmeye mecbur olmadığınızı, içinize daha çok sinecek, daha kalıcı ve hayvan dostu neticeler sağlayacak başka bir seçenek de olduğunu bilin istiyorum. Elbette siz yine de başta daha kolay ve daha hızlı görünen, sizi ne zaman ne de emek olarak fazla yormayacak, hatta pek muhtemelen çok daha ucuz olacak çiftlik seçeneğine de yönelebilirsiniz. Ancak bilmenizi isterim ki köpeği “eğitime yollamak” zannettiğiniz gibi işinizi kolaylaştırmayacak, tersine zorlaştıracak. Sebeplerine gelince:

Neden Eğitimi Görmenizi İstemiyorlar, Düşündünüz mü?

Birincisi: “gözünüzün önünde olmayan eğitimde nasıl bir metot kullanıldığını asla bilemezsiniz. Yanınızda değilken köpeğinize -görseniz çok da onaylamayacağınız, artık çağdışı kalmış, şiddet ve ceza içeren yöntemlerle- eğitim verebilirler. Bu yöntemlerle belki “otur/yat” gibi basit komutları -geçici bir süre için de olsa- çok seri bir biçimde ve çok düzgün yapan, ama bunu öğretirken kullanılan metotlar yüzünden davranış problemleri geliştirmiş, huyu – karakteri iyice değişmiş bir köpek geri alabilirsiniz. Üstelik köpeği geri verirken size adeta şov yapar gibi tüm öğrendiklerini bir asker edasıyla çok düzgün bir biçimde yaptırsalar bile, o sert yöntemlere evde siz devam etmeyeceğiniz için, bir süre sonra en başta yaptığı basit şeyleri bile yine yapmaz olma ihtimali de çok yüksek. Siz köpek unuttu zannedersiniz, oysa o zaten aslında hiç öğrenmemiştir. Yalnızca “canı yanmasın diye” geçici olarak etki – tepki mekanizması ile isteneni yapıyordur…

Ayrılık Anksiyetesi ve Güven Sorunu

İkincisi: köpeğiniz o kadar süre sizden ayrılınca ayrılık anksiyetesi / terk edilme korkusu yaşayacak, eve döndüğünde bununla da epey uğraşacaksınız, yalnız kalma ile ilgili problemleri olacak, eşya kemirme, havlama gibi stres belirtileri gösterecek. Barınaktan, sokaktan sahiplendiğiniz, ya da 2. veya daha sonraki ailesi olduğunuz köpeklerde bu sorun potansiyel olarak zaten vardır. Siz bunun üstüne bir de onu birdenbire uzun süre tanımadığı ve muhtemelen stres yaşayacağı bir ortama bırakırsanız, bu korkuyu iyice tetiklersiniz. Bir de burada devreye giren çok önemli bir “güven” problemi yaşamaya başlarsınız. Güven, bizim köpekle huzurlu ve uyumlu bir hayat paylaşmamızın temel faktörüdür. Köpekle doğru iletişim kurmanızın ilk adımı size güvenmesidir. Onu terk edebileceğinizi düşünürse, ya da sizin onun adına verdiğiniz kararlar strese girmesine, duygusal ya da fiziksel olarak acı çekmesine sebep olursa size nasıl güvenebilir ki?..

Köpek İlişkilendirerek Öğrenir

Üçüncüsü: köpek ilişkilendirerek öğrenir; yani başka bir ortamda bazı şeyleri öğrenmesi, eve dönünce de aynen yapacak anlamına gelmez, siz mutlaka yeni baştan öğretmelisiniz. Öğretmezseniz “öğrendi” zannettiğiniz her şey bir süre sonra sıfırlanır. Bir köpeğin sahip olduğu tüm davranış problemleri, yaptığı tüm istenmeyen davranışlar da mutlaka o problemin meydana geldiği yerde çözülmelidir. Örneğin köpeğinizin henüz tuvalet alışkanlığı edinmemiş olmasından şikayetçiyseniz, “çiftliğe göndereyim, öğrensin gelsin” derseniz, büyük bir hata yaparsınız. Çünkü bir köpek orada bu alışkanlığı edinse bile, eve dönünce kendi kendine “orada şuraya tuvaletimi yapıyordum, bu evde de benzer bir yer bulayım” gibi bir mantık yürütemez. Siz ondan ne istediğinizi onun anlayacağı düzgün ve hayvan dostu bir metotla anlatmazsanız o bunu kendi kendine bilemez. Siz öğretmezseniz devreye onun içgüdüleri ve kendi hijyen kuralları girer, evinizde yattığı yerin olabildiğince uzağında, doku olarak da tuvaletini yapmaya uygun gördüğü herhangi bir yeri seçiverir. Orada sizin çok kıymetli bir halınızın olması da köpeğinizin umurunda bile olmaz, onun için muhtemelen çiftlikte ona verilen tuvalet eğitiminde kullanılmış pedlere benzer bir dokuda olması yeter de artar bile.

Köpek Sizi Dinlemeli, Eğitmeni Değil…

Dördüncüsü: köpek bir bilgisayar değil, yani içine gerekli programları yükleyip size kullanmaya hazır biçimde geri veremezler. Hoş, bir bilgisayarda bile programlar bir şekilde yüklendiğinde siz onları kullanmayı bilmiyorsanız, içi harika programlarla dolu bilgisayarınız çalışma masanızın üstünde öyle atıl olarak durur, siz yalnızca bildiğiniz kadarından faydalanırsınız. “Eğitime gönderilen” köpek, kullanılan metot ister yanlış, -zor ama- isterse de doğru olsun, orada eğitmeni dinlemeyi belki öğrenir, ama sizi dinlemesi için mutlaka “sizin öğrenmeniz” ve köpeğinizle olabildiğince çok çalışmanız gerekir.

Eğitim “Köpeğe Özel” Olmalı

Bazen köpek sahipleri yine işin kolayına ve biraz da ucuzuna kaçmayı tercih edip çözümü internetten, özellikle de artık sayısı milyonlara varan, yeterli bilgi ve tecrübeye sahip olmayan birinin hangisinin doğru olduğunu ayırt etmesi çok zor olan “videolardan” bulmaya çalışıyorlar. Maalesef doğru metotlarla eğitim yapan gerçek bir pozitif eğitmene danışmadan, onun köpeğinizi tanımasına ve tamamen size, sizin ihtiyaç ve beklentilerinize özel hazırlanmış bir yol haritası çizmesini beklemeden kendi kendinize video eşliğinde eğitim yapmayı denerseniz, istediğiniz sonucu alamama ihtimaliniz oldukça yüksektir. Zira bir video seyredip aynısını evde kendi kendinize uygulamaya çalışarak netice elde etmeniz çok zordur, her köpeğin karakteri, yaşam şartları, geçmişi, sizin ondan beklentileriniz farklıdır, doğru “pozitif” eğitim şablon gibi her köpeğe aynı şekilde uygulanmaz, biz eğitimimiz için bu sebeple “konfeksiyon değil terzi dikimdir” deriz. Eğitmenin görevi, köpeğinize uygun metotları bulup sizin doğru şekilde uygulamanıza yardımcı olmaktır. Ortalama 15 yıllık bir süreyi huzurlu ve keyifli geçirmek istiyorsanız, her alanda doğru bilgi ve tecrübeye gösterdiğiniz saygıyı, doğru profesyonelden destek alma konusundaki yaklaşımınızı köpeğinizden esirgemeyin. Esirgerseniz de lütfen sonra başınıza gelebileceklerden şikayet etmeyin, ya da sizin yanlış veya eksik yaptığınız şeylerin maddi ve manevi bedelini “son umut, kurtarıcı” olarak ulaştığınız eğitmenin üstlenmesini lütfen beklemeyin.

“Kolay ve Ucuz” Zannettiğinizin Bedeli Ağır Olabilir

Yılların tecrübesi ile, daha önce “kolay ve/veya ucuz” diye bizi dinlemeyip çiftlik eğitimi tercih eden, sonra maalesef mahvolmuş köpekleri yana yakıla bize getirip başta ödeyeceklerinden daha fazla maliyetle sorunu çözüp köpeği “normale döndürmemizi” isteyen çok eğitim gördüğüm için, çiftlik eğitimine yönelmeye meyilli tüm köpek sahiplerini zamanında yakaladığımda mutlaka bu şekilde dostça uyarmaya çalışıyorum. Lütfen, her şeyin hayal ettiğiniz gibi gitmesi için, köpeğinizin normalde “hayatında bir kez ve zamanında, doğru yöntemle” alması gereken eğitime karar verirken iyice düşünün. Çiftlik eğitimine yönelirseniz, “paranızın, zamanınızın” boşa gitmesi, üstüne bir de köpeğinizin sıkıntı çekmesi ihtimali maalesef çok yüksektir.

Eğitimde Doğru Zamanı Kaçırmayın

Çiftliklerde yapılan eğitimi tercih etmemeniz için bir önemli unsur da eğitime başlama yaşıdır. Çiftlikler, çokça köpeğin bir arada kaldığı ve eğitimde daha sert metotların kullanıldığı ortamlar olduğu için, hem köpeğinizin tüm aşıları bitsin ki sağlık riski olmasın, hem de kemik gelişimi tamamlansın ki uygulanan o sert metotlardan kalıcı fiziksel zarar görmesin diye en erken 6. ayı beklerler. Oysa ki köpeğinizin 2 – 4 ay arası sizin en çok desteğe ihtiyaç duyacağınız, onun da en hızlı öğreneceği “kritik sosyalleşme dönemi”dir. Bu dönemi harcarsanız ya da bu süreçte büyük hatalar yaparsanız telafisi daha zor, hatta maalesef kimi zaman yaşanan olumsuzluğun büyüklüğüne göre tamamen düzelmesi imkânsız olabilir.

“Zamanım Yok” Diyecekseniz Köpek Sahiplenmeyin!

Tercih başta da dediğim gibi elbet yine sizin. Ama emin olun “sizden uzakta” eğitimi tercih ederseniz, birkaç ayı sizden ayrı geçirip tekrar eve geldiğinde o beklediğiniz mucize asla olmayacak. Naçizane önerim, bir köpek sahiplendiyseniz, hiç vakit kaybetmeden güvenebileceğiniz, düzgün referansları olan, bu işi doğru kurumdan öğrenmiş bir pozitif eğitmen bulun, köpeğinizin yaş – ırk – cinsiyet gibi detaylarını ve yaşadığınız temel sorunları kısaca yazın veya anlatın, size bir “ücretsiz ziyaret” yapmasına ya da “uzaktan tanışacağınız bir online derse” izin verin, köpeğinizle iletişimini, konu hakkındaki bilgi ve yaklaşımını deneyimleyin, sonrasında da ister “online/uzaktan” destekle, isteseniz de haftada bir gün bir saat gibi evinize gelerek size “kendi köpeğinizi eğitmeyi” öğretsin, sizin köpeğinizle iletişiminiz gelişsin, öğrettikleriniz kalıcı olsun, işin mantığını öğreneceğiniz için de yaşam boyu devam eden eğitim sürecini siz ve aileniz keyifle ve bilinçle sürdürün… Siz ve köpeğiniz için en ideali, evde yüz yüze veya online eğitmen desteği ile ve içinde ne fiziksel, ne psikolojik hiçbir şiddet ve ceza olmayan %100 pozitif metotlarla ve sizin her aşamasında birebir yer alarak o eğitimi yapmanız… Lütfen “zamanım yok” bahanesi ardına da asla saklanmayın. Eğitmen desteği ile eğitime ayıracağınız süre, ortalama 3 ay boyunca haftada 1 gün – 1 saat, köpeğinizle yapacağınız egzersiz de günde 3-5 defa 3-5 dakika, o kadar. Bunu da zaten mamasını verirken, tuvalete çıkarırken bile yapabilirsiniz. Eğer köpeğiniz için bu kadar zaman dahi ayırmayacak kadar meşgulseniz, o zaman lütfen köpek sahiplenmeyin. Sonuçta “herkes köpek sahibi olmalı” diye bir kural yok, bazı insanlar gerçekten asla köpek sahibi olmamalı…

Son Söz…

Bu yazıda oldukça önemli bir konuyu işlediğimizi düşünüyorum. Zira eğitim aşamasında vereceğiniz o kritik karar, doğru metot ve doğru eğitmen seçimi, hem sizin köpeğinizle bundan sonra nasıl bir hayatı paylaşacağınızın, hem de o köpeğin fiziksel, zihinsel ve psikolojik gelişiminin, dolayısı ile de “ömür boyu sizle mutlu yaşamasının ya da terk edilmesinin” anahtarı oluyor. Bu sebeple yazımın son sözü ve aynı zamanda konunun özeti olarak söylemek istediğim final cümle şu: bir eğitmen size “köpeğiniz bir süre bende kalacak, siz o süre boyunca onu hiç görmeyeceksiniz” diyorsa, lütfen oradan koşar adımlarla uzaklaşın, mümkünse arkanıza bile bakmayın ve o kişinin köpeğinize elini sürmesine de asla izin vermeyin!

Mehveş İpek