Yaşasın, köpeğim bana hırladı!

Kulağa garip geliyor, değil mi? Bu yazımda köpekle doğru iletişimin önemine değinecek, agresyon denen o büyük kelimeyi biraz açacak ve hırlamanın bile değerli olabileceği durumlardan bahsedeceğim.
Köpeklerde Agresyon Basamakları
Agresyon basamakları, köpeklerin algıladıkları stres veya tehdit durumlarına gösterdiği tepkileri betimler. Hafiften rahatsız olduğu zaman basamakların altındaki tepkileri verirken (örneğin dudaklarını yalamak) durum değişmediğinde ve stres seviyesi arttığında farklı beden dilleri sergiler. Yani ısırmadan önce gelen birçok beden dili vardır.
Köpeklerin beden dilini iyi bilmiyorsak, bu basamakların birçoğunu yanlış yorumlayabiliriz. Belki de en çok yanlış anlaşılan hareketlerden biri yatıp karnını açmaktır. “Hiç mi göbeğini sevmeyeceğiz yani???” diyorsanız tabii ki öyle değil, ancak tanımadığınız bir köpek karnını açmış, donuk bir şekilde duruyor ise büyük ihtimal rahat bırakılmak istiyordur.

Sağlıklı hiçbir köpeğin vermek istediği ilk tepki ısırmak değildir. Uyarı vermeden ısırdığı söylenen köpeklerimiz aşağıdaki kategorilerden birine ait olabilir:
- Ağrı içinde olmasına yol açacak bir rahatsızlık:
Davranış problemlerinde, özellikle ani/süreyle gelişen davranış değişikliklerinde veterinere danışmak önerilir. Köpeğin belki gözle görülmeyen, acı çekmesine sebep olacak bir rahatsızlığı olma olasılığını ortadan kaldırmamız gerekir. Sürekli ağrı içinde olan bir hayvanı doğru yöntemlerle eğitseniz bile tolere etme eşiği düşük olacaktır. - Travmalı veya kimse tarafından anlaşılmamış köpek
İlk basamaklarda gösterdiği davranışlar anlaşılmayınca, köpek üst basamaklara geçer. Verdiği uyarılar asla sonuca ulaşmıyorsa boş yere uyarı vermesi zaten mantıksızdır. Bu durumu sık sık ufak köpeklerde gözlemleyebiliriz. Kucaktan indirilmeyen bu köpekler hırlasa hatta ısırsa bile “aman ne tatlı” tepkisiyle karşılaşabilirler.
Böyle durumlarda köpeğin (küçük de olsa) köpek olduğunu hatırlamak, oyuncak gibi davranmamak gerekir. Örneğin “Chihuahua’lar agresiftir” önyargısı da buradan gelir, oysaki ırk özelliğinden ziyade doğru eğitim alınmamasından kaynaklanan bir durumdur bu.
Travmalı geçmişe sahip köpekler de kendilerini korumak için ani tepkiler vermeye alışmış olabilirler. - Aslında uyarı veren fakat anlayamadığımız köpek
Bu konuda köpek sahiplerine ve köpeklerle muhatap olan herkese düşen bir görev var. Köpeklerin beden dilini öğrenmek zorundayız. Özellikle bir köpekle birlikte yaşıyorsak onun ne zaman stresli veya gergin hissettiğini anlayabiliyor olmamız lazım. Anlayamadığımız için uzun süre sınırlarını ihlal edersek, köpeğimiz bir önceki kategoriye geçebilir.
Gelelim yazının başlığına. Bahsedeceğim köpeğimiz Puf*, oldukça travmalı bir geçmişe sahip olan ve insanlara güveni kalmayan birisiydi. Hakkında söylenen çok fazla laf vardı: O insan sevmez, o agresiftir, o ısırır, vs.
Bu etiketlere rağmen onunla çalışmaya başladık. Verdiği tepkiler o kadar ani gerçekleşiyordu ki, durup dururken tepki veriyor gibi gözüküyordu. Aslında Puf da yukarıdaki maddelerden 2.sine ait bir köpekti.
Doğuştan “agresif” birisi değildi tabii. O da yukarıda bahsettiğim basamaklardaki gibi önce karşı tarafı sakinleştirmeye çalışırdı. Fakat zaman içinde gösterdiği beden dilinin asla anlaşılmadığını görmüş. Çaresiz hissettiği anda da ısırmış. İyi insanlarla karşılaşmadığı için de tek çözüm bu olmuş onun için.
Çözüm bir günde gerçekleşmedi tabii ki. Bolca sabır ve gözlem ile kuvvetli bir iletişim geliştirmek için ikimiz de çabaladık. Sonra neler mi oldu?
Onu rahatsız eden çevresel faktörleri keşfettik: yeni insanlar, yüksek sesli ortamlar, arabalar, köşeye sıkışmış hissettiği dar alanlar…
Rahatsız olduğunda gösterdiği ufak tepkileri gözlemledik: donup kalmak, bakışlarını kaçırmak, başka yöne dönmek…
Günlerden bir gün, asla unutmayacağım bir an yaşadık. Puf’un tüylerini tarıyordum (hala çok az kişinin yapabildiği bir şey). Tüyleri iyice karışmıştı ve arka tarafında bir düğüme denk geldiğimde tarak takıldı. Muhtemelen canı yandı ve tepki olarak hırladı. O an o kadar sevinmiştim ki! Dönüp kolumu kapmak yerine hırlamayı seçmesi müthiş bir gelişmeydi bizim için.
Yavaş yavaş öğrendi ki rahatsız hissettiği zaman duygularına artık saygı duyuluyor. Seviyorsam sevmeyi bırakıyorum veya kalabalık bir ortamdaysa oradan uzaklaşıyoruz. Artık ısırmak zorunda hissetmediği noktaya gelmek için çok çaba harcadık ama sonuç çok değerliydi. Kimsenin dokunamadığı o köpek artık mutlu bir şekilde dolaşabilen ve sevilebilen birisine dönüştü. Tabii hala sınırları var, beden dilini okuyarak ve saygı göstererek iyi bir iletişime sahibiz.
Bu yazı StarDogs Akademi Mezunu Irmak Canatan tarafından kaleme alınmıştır.
* Köpeğin güvenliği için ismi değiştirilmiştir.
Kaynak: Horwitz, Debra, & Mills, Daniel. (2010). BSAVA Manual of Canine and Feline Behavioural Medicine (2nd ed.). BSAVA.